Başyazı

Haklılığımız Birliğimizden Geçiyor

Marketlerin-pazarlarımızla rekabetinde halkımız, ucuzluk ve kaliteyle karşılaşıyorsa tabidir ki bu da bizim tercihimiz olur. Ama ucuz “HALK GÜNLERİ” edebiyatıyla marketlerin haksız rekabetine de önce halkımız, sonra esnafımız adına karşı, oluruz.

1- Ülkemiz Cumhuriyetle yönetilen bir hukuk devletidir. Hukuk devletimizin Anayasasının 135. maddesi de bizim gibi esnaf kuruluşlarını “Kamu kurumu niteliğinde Anayasal Kuruluş" olarak kabul etmiştir. Nitekim odamızla ilgili bulunan 5Q7 sayılı yasanın 1. maddesinde de “ODAMIZIN KAMU KURUMU NİTELİĞİNDE MESLEK KURULUŞU” olduğu belirtilmiştir. Yani “İSTANBUL UMUM PAZARCILAR ESNAFI ODASI” semt pazarcıları esnafının tek ve yasal; ticari ve sosyal haklarını savunan bir kurumudur. (Ticaret ve Sanayi Odaları, Barolar, Mühendis Odaları, Tabib Odaları gibi...)

2- Hukuk devletinde de “Semt pazarcısının”, uyduğu-uymak zorunda olduğu gibi- Ticaret yasaları, Belediye yasaları ve değişikliklerle 14. Haziran. 1998’de resmi gazetede yayınlanarak yeniden yürülüge giren HAL yasaları mevcuttur. Bu yasalar ticaretle uğraşan (ticaretin her kolunda) herkes için mutlak geçerlidir-geçerli olmak zorundadır.

3- 1998 yılında değişikliklerle yeniden yürürlüğe giren Haller Yasasına göre de üretilen malın (sebze- narenciye) tüketiciye ulaşırken hale girmesi (vergi denetimi ve hıfzısıhha kontrolü açısından) gerekir.

4- Birde ticarette sürdürülen-sürdürülmesi gereken “AHİLİK” geleneği vardır ki, esnaflığında anayasasıdır. Herşeyden önce esnafta doğruluk aranır, hileli, çürük iş yapmak, müşteriden tespit edilen fiyatın üstünde fiyat istemek, bir başkasının malını (satış şeklini; -dükkanın önüne pazar tahtası atıp caddeyi işgal etmek gibi-) taklit etmek büyük suç sayılırdı. Noksan ölçü ve bozuk terazi kullananlar cezaya çarptırılırlar, sahte ve kalitesiz mal imal edenlerin malları toplanır ve kendileride meslekten çıkartılırdı. Esnaf mütevazi kara kanaat ederdi. Sattığı süte su katan bir sütçünün kuyuya basıldığı, bozuk kantar kullananların ibret-i alem için çarşı-pazar dolaştırıldığı, ekşi pekmez satanın pekmezinin başına geçirildiği bilinir.

Dükkana da şu veciz sözlerin bulunduğu yazılı levhalar asılırdı:

* Her sabah besmeleyle açılır tezgahımız.

* Hakka iman ederiz, müslümandır şanımız.

* Eğrisi varsa bizden, doğrusu elbet sizin.

* Hilesi hurdası yok, helalinden malımız.

* Ziyadesi zarar verir, kanaattir karımız.

Bütün bu tespit ve açıklamalardan sonra;

- Esnaflık geleneğinden bi haber Süper-hiper-gros marketlerin, ne yasayla, ne yasalarla, ne kadar ilgili oldukları,

- Belediyelerimizin, belediye yasalarını kusursuzca !.. “semt pazarcısı" esnafına uygularken, kaldırımları- sokakları işgal eden pazar tahtasında satış yapan ve tüm yasaları çiğneyen marketlere neden dokunmadıkları - dokunamadıkları,

- Koca-Koca marketlerin rekabette baş edemediği pazarcıları nasıl haksız bir şekilde köşeye sıkıştırmaya çalıştıklarını,

Halkımızın engin sağ duyusuna bırakıyor, pazarcı esnafının ekmeğiyle oynayanları yüce milletimize şikayet ediyorum.

Sevgili meslektaşlarım,

safların daha da sıklaştırılması gereken bir dönemden geçiyoruz, Odamızın gerek kamu oyunda-gerek yazılı basında ve başvurumuzu gerektiren devletin tüm kurumlarında sesinin-sesimizin daha gür çıkması için şimdi dayanışma zamanıdır. Maddi-manevi güç birliği zamanıdır. Ekmeğimize sahip çıkma zamanıdır.

Unutmayın!...
Haklılığımız Birliğimizden Geçiyor.

... bu vesileyle geçmiş Ramazan Bayramınızı kutluyor, yeni hizmet binamızın bütün esnafımıza hayırlı olmasını diliyorum.

Saygılarımla
Mesut ŞENGÜN
Başkan

1 Aralık 2002 Pazar | 1256 Görüntülenme

İlgili Kategori: Pazarcı 2.Sayı

Facebook
PAZARLAR
ÜYELİK İŞLEMLERİ
YILLIK AİDATLAR
İSO
Etiketler
Twitter

Benzer İçerikler