Editör'den

İlk sayımızın çıkışıyla birlikte  esnafımızdan ve halkımızdan gördüğümüz yoğun ilgi bizleri fazlasıyla heyecanlandırdı, umutlandırdı, bu anlamda yayın ekibi olarak  bizi alıp okuyan ve eleştirilerini yollayan tüm  okurlarımıza sonsuz teşekkürler ediyoruz.

Bu sayımızda da esnafımızın  ekmeğiyle ilgili can alıcı sorunlarından birini işlemeyi düşündük, son yıllarda büyük sermaye guruplarının da el attığı büyük alışveriş merkezlerinin büyüklüklerine hiçte yakışmayacak bir biçimde pazarcı esnafımızla . haksız bir rekabete girmesi evet bu konu binbir güçlükle ayakta kalmaya çalışan pazarcı l esnafımızın hayati sorunlarından biri...

Bazı kurum veya kuruluşlar pazarcı esnafını nasıl görüyor bilemeyiz ama gerçeği birde biz çizelimde herkes ne görüyorsa görsün bu portrede...

Öncelikle pazarcılık mesleğinde sabah uykusu yoktur, bunu tadamaz pazarcı, sabahın alacakaranlığında daha tan yeri ağarmadan kalkıp ekmek parasını kazanmanın yollarını arayacaktır. Sabah altıda hale gidecek, o gün satacağı malı temin edip çeşitli zorluklardan sonra temin ettiği malları, arabası varsa arabayla yoksa nakliye yoluyla tezgaha getirecektir. Bütün bu işlemlerin sonucu zaman ilerlemiş saat sekiz olmuştur, tente ve tezgahın açılmasıyla saat dokuzu bulur, sonra müşteri ile olan ilişkiler başlar, bu da en iyi iyimserlikle akşamın dokuzunda sona erer. Tezgahın ve tentenin toplanmasıyla birlikte saat akşamın onunda ancak evinde olabilir, yani sabahın altısından akşamın onuna kadar sürekli ayakta durmak ve koşturmak zorundadır, bu arada en ufak bir aksama olursa ekmeğini kazanamamış demektir pazarcı. Bu arada bir sosyal güvencesi olmadığını bütün mevsim şartlarını açık havada yaşamak zorunda olduklarını kar marjınında çok düşük olduğunu ekleyelim.

Olay bu..olay bu da o kocaman marketlerin niye önemli pazarların başlarına o kocaman dükkanları açtıklarını, hadi açtılar (Serbest piyasa ekonomisi gereği !..) peki pazarımızın açıldığı gün dükkanlarının içersinde ki reyonlarda bulunması gereken özellikle meyva ve sebzeleri Pazar tahtalarına taşıyarak sokağı hatta caddeyi de işgal ederek açmalarına, pazarımızın olduğu günü halk günü ilan edip diğer günler “serbest piyasa ekonomisi” gereği böyle bir kampanyaya niye girmediklerini bir türlü anlayamıyoruz. Bu sayıda dergimizin sayfalarında gezinirken hem oda başkanı Mesut Şengün’ün önemli açıklamalarını izleyecek hemde bu rekabette ki haksızlığın üreticiden tüketiciye gelirken nasıl katlanarak katmerlendiğini okuyacaksınız.

Evet bizler Pazarcıyı çıkarırken esnafımızın halkımıza hizmetini, pazarlarımızın ülke ekonomisine katkısını, üreticiye, imalatçıya ve tüketiciye yararını, işsizliğin engellenmesinde ki rolünü anlatmak istemiştik, bunu anlatmaya devam da edeceğiz, bu anlamda esnafın bu haklı şikayetini büyük hakem Türk halkına İletiyoruz, pazarcı esnafı Rekabete Evet ama Haksızlığa Hayır ...diyor.. Buyrun kamu vicdanında onları ve bizleri yargılayın, Söz sizin...

1 Aralık 2002 Pazar | 980 Görüntülenme

İlgili Kategori: Pazarcı 2.Sayı

Facebook
PAZARLAR
ÜYELİK İŞLEMLERİ
YILLIK AİDATLAR
İSO
Etiketler
Twitter

Benzer İçerikler